Yine yeniden, çok şükür sapasağlam :)

Farkındayım biraz uzun bir ara oldu bu sefer, ama önce ben, sonra Emre ve tekrar ben hasta olduk.Bu sfer inatçı çıktı bizim hastalık, öksürük uzun sürdü.Sanırım bu seneki mikrobun tarzı bu, öldürmüyor da süründürüyor :)

İnanın ben değil de Emre'nin öksürüğü bir türlü geçmedi, her hafta bir yada iki kez beş çayında Acıbadem Bakırköy'deydik.Sevil Elçin Kızılok sevgili Sevil teyzemiz bıktı neredeyse bizden :) bu arada tabi Emre'de pek bir alıştı muayene olmaya, ilk seferinde önce oyuncak muayene etti Sevil Hanım sonra Emre'yi , diğer gidişlerimizde Emre hemen ağzını açıp dilini çıkardı :) alıştı çocuk zaar :)



Biz her seferinde bu çocuk çok öksürüyor, acaba ciğerlerine mi indi diye gittik, çok şükür bir şey çıkmadı, antibiyotik almadan atlattık ancak Sevil Hanım bahar dolayısıyla alerjik bir durum olabileceğinden şüphelendi...bakalım yaşayıp göreceğiz.

Bitmiş geçmiş olsun diyelim, diyelim çünkü biz iyileşir iyileşmez gezmeye başladık.Cumartesi önce bir süredir ara verdiğimiz okulumuza gittik.Emre'de çok özlemiş olacak ki bol bol güldü, eğlendi.Üstelik okulda küçük arkadaşımız, buradan tanışıp, yazıştığımız Alper ve annesi ile tanıştık.Çok mutlu olduk, bir daha ki sefere oturup uzun uzun sohbet üzere ayrıldık.

Okul sonrası bizim kızlarla buluştuk (hani şu lise grubumuz vardı ya her ay hiç aksatmadan 13 yıldır görüştüğümüz) Zicirlikuyu metrobüs durağında buluştuk, anadolu yakasına geçtik ve yine liseden arkadaşımız tam 13  yıldır görüşmediğimiz Lale bizi evinde ağırladı.Mükellef bir sofra hazırlamıştı ve tabi 13 yıl uzuuuun uzuuun anlatıldı :)